Zihnin Zinciri Alışkanlığın Köleliği
Zihnin Zinciri Alışkanlığın Köleliği Kölelik deyince aklımıza önce demirden zincirler gelir, bilekleri ezen kelepçeler, gözleri karartan karanlık zindanlar… Oysa insanın en derin ve en sinsi köleliği, zihnindekidir. Görünmezdir, sessizdir, alışılmışlığın içinde saklanır. Bu kölelik, dışarıdan dayatılmaz içeriden kabul edilir. Ve işte bu yüzden, en güçlü prangadır. Zihin bir kez boyun eğmeye alıştı mı, bir kez itaat etmeyi konfor bellediyse, artık o zihnin önüne ister altından bir özgürlük kapısı koy, ister göğe açılan bir merdiven… Hiçbiri anlam ifade etmez. Çünkü esaretin sıcaklığına alışan bir düşünce, özgürlüğün serin rüzgârını tehdit sayar. Hatta o rüzgârın kendisini hasta edeceğine inanır. Özgürlük onun için bir belirsizlik, bir tehdit, bir yalnızlıktır artık. Alışkanlıkla örtülmüş bir kölelik, kişi farkında bile olmadan yerleşir ruha. Başlarda sorguladığı her şey, zamanla “doğru” olarak kabul ...