Doğanın Fısıldadığı Sessizlik: Yaradanı Unutmanın Yanlışı
Doğanın Fısıldadığı Sessizlik: Yaradanı Unutmanın Yanlışı
Doğanın sessiz dili, insanın ruhuna bir şeyler fısıldar. Ancak bazen, bu fısıldamalar arasında kayboluruz; gökyüzüne, ağaçların dallarına ya da akarsulara el açarız. Oysa, insanoğlunun doğanın sunduğu nimetlere olan hayranlığı, ona tapma noktasına varabilir. Allah'ın yarattığına, yaratıcısının yerine geçerek, ondan yardım istemek, ruhun derinliklerindeki boşluğu doldurmaz.
İnsanın doğa ile kurduğu ilişki, ona bir dost değil, bir temel araç gibi bakmasıyla sarsılır. Her yaprak, her çiçek, her damla su, yüce bir yaratılışın parçasıdır; ancak bu, onlara dua etmemiz ve doğadan yardım isteyeceğimiz anlamına gelmez. Bazen yeşilin içinde kayboluruz, ama gerçek kayboluş, kalbimizi yüce Allah'ın kollarından kopardığımızda başlar.
Oysaki yardım doğadan değil, her şeyin yaratıcısından gelir. Suların, rüzgarın serinliğinde, yüreğimizde hissettiğimiz huzur, bize hatırlatır ki; varlık, bir bütünün parçasıdır. İnsanoğlu, doğadan değil, özünden, yaratandan medet ummalıdır. Çünkü yalnızca O, gerçek güç ve kudret sahibidir; her şeyin özünde saklıdır.
Not: Fotoğraf Van/Tuşba iskele mahallesi sahili