Ömür Sermayesi ile Geçici Zevklerden Ebedî Saadete Uzanmak
Ömür Sermayesi ile Geçici Zevklerden Ebedî Saadete Uzanmak
İnsanın en yüksek amacı Allah a hakkıyla iman namaz ve diğer ibadetlerdir. Ömür, ne kadar kısa ve kıymetli bir sermaye olduğunun bilinciyle, her anı bu yüksek amaca aranmalıdır.
Fakat çoğu zaman, insan bu sermayenin
farkında bile olmaz. Sağlık, âfiyet ve rahatlık gibi nimetlerle
karşılaştığında, bunlar ona dünyanın cazip yüzünü gösterir. O anda ölüm ve
ahiret düşünceleri, uzak ve bulanık bir geleceğin parçası gibi gelir. Kabir,
ölüm, sonrasına dair hiçbir şey zihnini meşgul etmez. Gözler, sadece dünyevi
zevklere odaklanmış, gönül bu geçici dünyadan başka hiçbir şeyi anlamaz olur.
İnsan, bu
dünyaya yalnızca güzel yaşamak, rahat etmek ve safa içinde bir ömür sürmek için
gelmemiştir. O, daha büyük bir amaca hizmet etmek için buradadır. Hayat, ona
bir sermaye olarak verilmiştir; azmi, iradesi, her günü ve her anı bir yatırım
aracı gibi kullanmalıdır. Bu ömür, geçici dünyanın peşinden sürüklenip
kaybedilecek bir değer değil, ebedî bir saadet yolunda harcanması gereken
kıymetli bir kaynaktır.
Ve işte, ömür
sermayesi boşa harcanır. O değerli zaman, gaflet içinde tüketilirken, anlık
hazlar ve geçici mutluluklar peşinden koşulmaya başlanır. Ebedî saadetin yolu
göz ardı edilir. Oysa insan, her anını bir ticaret gibi düşünmeli, gelecekteki
sonsuz kazançları için bugünün her saatini değerlendirmelidir. Sağlık, huzur ve
âfiyet, bu büyük ticaretin araçlarıdır. Bu geçici dünya, insanın asıl hedefi
olan ahiret mutluluğuna yönelmesini engellememelidir.