Sonsuzluğa Açılan Kapının Anahtarı Ölüm

 Sonsuzluğa Açılan Kapının Anahtarı Ölüm

Bir gün, hepimizin adını sessizce fısıldayan bir rüzgâr gelecek. Ne vakit, hangi saatte, hangi sokakta bilinmez. Ama o geldiğinde, dünya susacak. Kalp bir anlığına duracak; ruh ise kanatlanacak.

Ölüm...

Ne karanlık bir son, ne de ürkütücü bir yok oluş...Bilakis, vuslattır. O, Rabb’ine dönmenin, gerçek yurduna kavuşmanın ilk adımıdır. Bir misafirhanede geçen ömrün ardından, ebedi yurda dönüş biletidir.

Biz buraya ait değiliz. Dünya, sadece gölgelerle dolu bir bekleme salonudur. Ölüm, perdenin aralanmasıdır. Zahiri bitişin ardındaki hakiki başlangıçtır.

Kimi korkuyla bekler onu, kimi umutla...Ama mümin bilir: Ölüm, rahmettir. Sabırla karşılanan, tevekkülle kucaklanan ilahi bir misafirdir. Çünkü onun ardından Cennet kapıları aralanır; çünkü onun ardında, Allah’ın vaadi durur.

Kaderin sessiz adımıdır ölüm. Her ruh, bu kadere doğar; her beden, bu vedaya yazgılıdır. Ama bu veda, yalnızca dünyaya... Sevdiklerimizle aramıza mesafe koyar ama kalpten silmez. Sevgi, ölümle eksilmez; anılar, kabirle son bulmaz. Çünkü ölüm, sadece geçiştir ruhun özgürlüğe yürüyüşüdür.

Korkma ondan. Çünkü ölüm, yaşanmış bir hayatın ödülüdür. Çünkü ölüm, seni senden alıp, seni sana geri verendir. O, yolculuktur.

Ve bu yolculuk, sonsuzluğun kapısına çıkar.

 


Bu blogdaki popüler yayınlar

Allah ve İnsan-1

Hayatın Eski Sırlar Kütüphanesi: Hayatın Anlamı Nedir ?

İSYANIN FISILTISINDA ADALETİN SECDESİ