Nasıl Ölmek İstersiniz?

 Nasıl Ölmek İstersiniz?

       İnsan zaman zaman kendi ölümünü düşünür. Sessiz bir gecede yatağına uzanmışken ya da kalabalık bir sokakta yürürken aniden bir düşünce çarpar zihne: “Acaba ben nasıl öleceğim?”

      Yatağında huzurla uyurken mi? Belki de sevdiklerinin gözyaşları eşliğinde bir hastane köşesinde… Ya da bir sabah kahvesini içerken, aniden gelen bir kalp kriziyle. Her birimizin zihninde ideal bir ölüm biçimi vardır belki. Kimi ağrısız ister, kimi sevdikleri yanında olsun ister, kimi kimseye yük olmadan sessizce gitmeyi arzular.

       Ama aslında mesele ölümün nasıl geleceği değil. Mesele, ölüme kadar olan o hayatı nasıl yaşadığımızdır. Çünkü ölüm; son değil, bir kapıdır. Ve o kapıdan nasıl geçeceğimiz, o kapıya nasıl vardığımızla ilgilidir. Allah'ın emrettiği şekilde yaşanmış bir ömür, hangi şekilde biterse bitsin, kıymetlidir. Sevgiyle, merhametle, adaletle dolu bir hayat… Kalbinde kin taşımayan, gözünden harama bakmayan, elinden zarar gelmeyen bir insan… İşte o insan için ölüm, sadece vuslattır.

      Yatağında huzurla ölmek güzel elbet. Ama huzuru dünyadayken bulamamışsan, o yatak neye yarar? Kanserle mücadele edip, her an sabırla şükreden biri için hastane odası belki de cennet kapılarının açıldığı yerdir. Ya da bir kalp kriziyle saniyeler içinde hayata veda eden birisi… Belki de son nefesinde “Lâ ilâhe illallah Muhammedün resûlullah” diyebildiyse, ne büyük bir lütuftur bu!

       Ölüm şekli değil mesele, hayatı nasıl taşıdığın, nasıl yaşadığın… Gerçekten kaliteli bir hayat, sadece lüks içinde olan değil; ahlaka sarılmış, kalbi imanla dolmuş bir hayattır. Allah ve Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bize nasıl yaşamamız gerektiğini öğretti. Bu öğretiye kulak verip, nefsimize değil vicdanımıza uyarak yaşarsak, ölümün nasıl geldiğinin bir önemi kalmaz. Çünkü Allah, kulunun kalbine ve kaliteli ibadetine bakar. Ölüm şekline değil, hayatın içindeki niyetlere, davranışlara, samimiyete, ahlâkına, adetli olup olmadığına, Peygamber efendimizin sünnetlerini ne kadarını yaptığına bakar. Nice insanlar vardır ki, göz kamaştıran cenazelerle uğurlanır ama ruhu karanlıktadır onun için azaplı bir cehennem vardır. Nice insanlar da vardır ki, sessizce göç eder bu dünyadan ama gökler onun için ağlar, Firdevs cennetleri onu bekler.

       Nasıl ölmek isteriz? Belki bu sorunun tek cevabı şudur: Allah’ın razı olduğu bir kul olarak ölmek isteriz.

       Geriye tek bir şey kalıyor: Ölüm şekline değil, Allah'ın emrettiği gibi bir hayat kalitesine odaklanmak. Çünkü hayat nasıl yaşanırsa, ölüm de öyle güzel gelir.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Allah ve İnsan-1

Hayatın Eski Sırlar Kütüphanesi: Hayatın Anlamı Nedir ?

İSYANIN FISILTISINDA ADALETİN SECDESİ